HIV İNFEKSİYONUN KLİNİK ÖZELLİKLERİ VE TEDAVİSİ
Doç.Dr.Gülay Sain Güven
Hacettepe Üniversitesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı,
Genel Dahiliye Ünitesi
HIV ("Human Immunodeficiency Virus", insan Immun Yetmezlik Virusu) infeksiyonu,
etken virüsün etkisiyle bağışıklık sisteminin giderek baskılandığı kronik bir
infeksiyon hastalığıdır.
Hastalığın etkeni olan virüs (HIV), lentivirus ailesine mensup bir retrovirüstür.
Retrovirüsler, tek sarmallı RNA içeren zarflı viruslardır. Reverse transkriptaz
enzimi aracılığı ile genetik materyellerini çift sarmallı DNA'ya çevirip konakçı
kromozomuna integre etme özelliklerine sahiptir.
insan lenfositlerinin yüzeyinde, hücre aktivitesi ve fonksiyonunda rol alan
spesifik glikoproteinler mevcuttur. CD4 hücre yüzey antijeni taşiyan lenfositler,
immunolojik reaksiyonlara yardim eden hücrelerdir. CD4 + lenfositler ayni zamanda
HIV infeksiyonun primer hedefleridir. HIV infeksiyonun seyri boyunca CD4 +T
hücre sayisi giderek azalir buna bağli olarak da AIDS için karakteristik firsatçı
infeksiyonlar ve kanserler ortaya çıkar.
Virüs alındıktan sonra hastalık belli evrelerle seyreder. Aşağıda önce hastalığın
bu seyri, sonra hastalık sırasında görülen farklı organ sistemlerine ait klinik
bulgular ve hastalığın tedavisi anlatıldı.
I. HIV INFEKSİYONUNUN KLİNİK SEYRİ
HIV infeksiyonunun doğal seyri yedi evreye ayrılarak incelenmektedir.
1. Virüsün bulaşması
2. Primer HIV infeksiyonu ( Akut HIV infeksiyonu )
3. Serokonversiyon (Antikor oluşmasi)
4. Asemptomatik Dönem
5. Erken Semptomatik Dönem
6. Geç Semptomatik Dönem ( AIDS )
7. İleri Evre
1. Virüsün Bulaşması:
HIV/AIDS esas olarak üç önemli yolla bulaşır.:
a. Cinsel yolla bulaşma:
HIV/AIDS her türlü cinsel temasla ( homoseksüel, heteroseksüel, oral, vajinal
veya anal ) bulaşır. Bulaş için virüsü taşıyan kişiyle yapılacak tek bir cinsel
temas bile yeterlidir. HIV ile infekte kişilerle yapılan cinsel temas sayısı
arttıkça, bulaş olasılığı artmaktadır. Birden fazla cinsel eşi olanlar, sık
eş değiştirenler, damar içi madde kullanma alışkanlığı olanlar, hemofili, diğer
kanama bozukluğu, kronik böbrek hastaliği gibi hastaliklari nedeniyle sık kan
verilmek zorunda olan kişilerle yapılan cinsel temasda bulaş riski daha yüksektir.
Oral, vajinal ve anal yolla yapılan cinsel temaslar bulaş riski açısından farklılık
gösterir, anal cinsel temasda risk daha fazladır.
b. Kan ve kan ürünleri ile bulaşma:
Virüsün kanda yoğun miktarda bulunması nedeni ile, virüsü taşıyan kişilerden
alınan kan ve kan ürünlerinin başka bir kişide kullanılmasi ile hastalık bulaşabilir.
Ancak 1985 yılında viruse karşı oluşan antikorlarin kanda tespit edilmeye başlanmasıyla,
kan ve kan ürünlerinin hastaya verilmeden önce HIV yönünden test edilmesi yasal
zorunluluk oldu. Bu nedenle sonraki yıllarda bu yolla bulaşın son derece azaldı.
Ancak damar içi madde alışkanlığı olan kişilerin aynı iğne/enjektörü paylaşmaları
ile bulaş giderek artan oranlarda görülmektedir.
c. Anneden bebeğe bulaşma:
HIV, gebelik boyunca, doğum sırasinda ve emzirme ile anneden bebeğe geçebilmektedir.
Ancak %20-30 olan bu oran HIV pozitif anneye antiretroviral (virusu baskilayan)
ilaç başlanmasi, doğumdan sonra ise bebeğe aynı ilacin verilmesi ve elektif
sezaryen uygulanmasi ile % 8-10'lara düşürülebilmektedir.
2. Primer HIV infeksiyonu: ( Akut HIV infeksiyonu )
HIV, vücuda alindiktan 1-6 hafta içerisinde ilk çoğalma döneminde akut infeksiyona
neden olur. Bu dönemde klinik bulgular, HIV infeksiyonuna özgü değildir ve değişkendir.
Semptomlar ve görülme sikliklari şu şekilde belirtilmektedir: Ateş (%96), lenf
bezlerinde büyüme (lenfadenopati) (%74), farenjit (%70), deri döküntüleri (%70),
kas veya eklem ağrisi (%54), ishal (%32), baş ağrisi (%32), bulanti ve kusma
(%27), karaciğer ve dalak büyümesi (%14), pamukçuk (%12). Bir kisim vakada menenjit,
ensefalit gibi sinir sistemi bulgularina rastlanir. Bütün bu bulgular 2-4 hafta
içerisinde tedavi gerektirmeden geçer. Akut infeksiyon döneminden itibaren kişi
bulaştiricidir.
3. Serokonversiyon:
Virüsün vücuda girişini takiben, % 95 vakada 6-12 hafta içerisinde HIV'e karşi
antikorlar gelişir. Bu antikorlarin hastaliğin ilerlemesini engelleyici etkileri
yoktur, ancak hastaliğin teşhisi açisindan önem taşirlar. Bu döneme "serokonversiyon
dönemi" denmektedir. Antikorlar gelişene kadar geçen sürede, kanda virüs mevcuttur
ve hasta bulaştiricidir.
4. Asemptomatik Dönem:
Serokonversiyon döneminden sonra infekte kişiler "Asemptomatik Dönem"e girerler.
Bu dönemde kişilerde hiçbir belirti ve bulgu yoktur, ama bulaşticidirlar. Asemptomatik
dönem 6.5-13 yil (ortalama 8-10 yil) sürer. Ancak vakalarin %20-30'u ortalama
1.5-5 yil içerisinde bir sonraki döneme geçebilmektedir. Bu süreyi etkileyen
faktörler virüsün alinma yolu, hastanin yaşi ve virüsün virülansidir. Transfüzyon
yolu ile alanlarda virüs yükü daha fazla olduğundan süre 6 yil olmakta, virüsü
cinsel temasla alan homoseksüel erkeklerde ise bu süre 10-12 yila uzamaktadir.
Fizik muayene bu dönemde genellikle normaldir. %40-50 vakada fizik muayenede
yaygin lenfadenopati saptanabilir. Lenf bezi büyümeleri HIV infeksiyonu dişinda
değişik hastaliklarda da görülebilmektedir. HIV infeksiyonundan olduğunun belirlenebilmesi
için lenf bezi büyümelerinin kasik dişinda en az iki ayri bölgede olmasi, büyüklüklerinin
0.5-2 cm çapinda olmasi ve 3 aydan daha uzun bir süre büyük kalmasi gerekmektedir.
Klinik yönden bu dönem latent bir dönemdir. Ancak lenfatik dokularda virüs çoğalmaya
devam etmekte ve CD4 hücre sayisi progresif olarak azalmaktadir.
5. Erken Semptomatik Dönem:
Hastalarda ilk kez doktora başvurmalarina neden olan belirtilerin başladiği
dönemdir. Halsizlik, baş ağrisi, vücut ağirliğinin %10'undan fazla kilo kaybi,
nedeni bulunamayan ateş, bir aydan daha uzun süren ve tedavi edilemeyen ishal,
deride pullanmalarla seyreden bir hastalik olan seboreik dermatit, yaygin ve
sik herpes virüs infeksiyonlari, ağizda mantar infeksiyonlari en sik karşilaşilan
belirti ve bulgulardir..
. CD4 hücre sayimi ile beraber kandaki virüs miktarini gösteren viral yük tayininin
yapilmasi ve tedavinin bu parametrelere göre planlanmasi gerekir.
6. Geç Semptomatik Dönem: ( AIDS )
Bu dönemde bağişiklik eksikliği iyice belirgin bir hale gelir, firsatçi infeksiyon
veya kanserler ortaya çikabilir. Yaygin kullaniminda HIV ile ilgili tüm hastaliklar
genel olarak AIDS adi ile anilmakta ise de aslinda virus vücuda alindiktan sonra
geçirilen tüm dönemler HIV infeksiyonu, bunun son basamaği da AIDS dönemidir.
AIDS'i belirleyen hastaliklar, bağişiklik sistemi sağlam kişilerde hastalik
yapmayan ya da bazi özel durumlarda çok seyrek hastalik yapabilen, parazit,
virus ve mantarlarin neden olduğu bazi infeksiyon hastaliklari ile, Kaposi sarkomu,
beyin lenfomasi gibi bazi özel tür kanser hastaliklaridir.
özellikle bu dönemde firsatçi infeksiyonlarin tanisi, tedavisi ve profilaksisi
(önleyici tedavisi) önem taşimaktadir.
7. İleri Evre
Gözün retina tabakasinin virüse bağli infeksiyonu olan sitomegalovirüs (CMV)
retiniti görülebilir. Bu evreye gelmiş hastalarda, antiretroviral tedaviye rağmen
ortalama 2 yil içerisinde yeni bir AIDS göstergesi hastaliğin ortaya çikişi
engellenememektedir.
II. KLİNİK BULGULAR
1) Deri bulguları
Deri hastalıkları HIV infeksiyonun sık karşılaşılan
komplikasyonlarindandir.
AIDS tablosu geliştiğinde ise infeksiyonlar kronik hal alir
ve deride firsatçi infeksiyonlar görülebilir.
A) Derinin infeksiyon hastalıkları
a) Bakteriyel
b) Viral
c) Parazitik
B) Hipersensitivite reaksiyonlari
a) ilaç reaksiyonu (ilaç kullanımı
sonrasi döküntü) (şekil 1).
b) Fotosensitivite (güneşe karşi hassasiyet)
c) Papulosküamöz hastaliklar (sedef vb. hastalıklar)
2) Oral Kavite (Ağiz içi) Bulguları
HIV infeksiyonunun seyri sırasinda oral kavitede pek çok
lezyon ortaya çıkabilir. En sık karşılaşılan
pamukçuk diye de bilinen mantar infeksiyonudur (şekil 2, 3). En
sik etkeni Candida türü mantarlardir. Yutma güçlüğü
ve tat alma duyusunda bozukluğa neden olur.
3) Gastrointestinal sistem tutulumu
A) Özefagus (Yemek borusu) hastalıkları:
AIDS hastalarındaki en sık yakınma yutma güçlüğüdür.
Sıklıkla nedeni yemek borusunun mantar infeksiyonudur (özefajial
kandidiasis).
B) Mide, ince barsak bozuklukları: Bulanti, kusma
ve karın ağrısı en sık karşılaşılan
yakınmalardır.
C) Enterokolit: Diare (ishal), AIDS hastalarınınn
yarısından fazlasında, hastalığın seyri
sırasında herhangi bir zamanda ortaya çıkmaktadır
ve önemli ölüm nedenlerinden biridir.
4) Solunum Sistemi Hastalıkları
HIV infeksiyonun seyri sirasinda en sık karşılaşılan
akciğer hastalığı, Pneumocystis carinii adı verilen
bir tür mantara bağlı olarak gelişen zatürre (pnömoni)dir.
Pneumocystis carinii Pnömonisi (PCP), ateş, gece terlemesi kilo kaybı,
artan öksürük ve nefes darlığı yakınmalarının
olduğu bir tablodur. Tedavisinde, trimethoprim-sulfamethoksazol isimli antibiyotik
kullanılır. Tedavi sonrasında da tekrarlamasını
önlemek için aynı antibiyotik daha düşük
dozlarda kullanılmalıdır.
HIV ile infekte hastalarda tüberküloz görülme sıklığı
HIV ile infekte olmayanlara göre daha fazladır. Tüberküloz
tedavi süresi 6-12 aydır. Tüberküloz tedavisinde kullanılan
bazi ilaçlarin, HIV infeksiyonu tedavisi için kullanilan
ilaçlarla etkileşimi vardır. Bu konuda dikkatli olunmalıdır.
5) Kalp tutulumu
HIV infeksiyonu seyri sırasında en sık tespit edilen kardiyovasküler
problem kalp zarinda sıvı toplanması(perikardiyal
effüzyon)dır.
6) Hematolojik (kan ve kemik iliği) hastaliklar
Anemi (kansızlık), AIDS hastalarındaki en sık kan
hastalığıdır. Hastalığın kendine
bağlı olarak görülebileceği gibi mide-barsak sisteminden
kan kaybı nedeniyle de görülebilir.
Virüsün ana hedefi olan CD4 + lenfositlerin sayısı giderek
azalır.
7) Sinir sistemi bulguları
HIV sinir sisteminde değişik klinik tablolara neden olabilen bir virustur.
A) Firsatçı infeksiyonlar
Toksoplazmoz: Toxoplasma gondii adinda bir parazitin neden olduğu
infeksiyondur. Hastalarda, ateş, başağrısı, tıpkı
felçte olduğu gibi kollarda, bacaklarda kuvvetsizlik yakınmaları
olur. Tanı için beyin tomografisi kullanılır.
Kriptokokkoz : Cryptococcus neoformans, adlı mantarın neden olduğu
menenjit olan bu tablo AIDS'lu hastalarda toksoplazmozis ve lenfomadan sonra
üçüncü en sık santar sinir sistemi hastalığıdır.
Sitomegalovirus infeksiyonu: Cytomegalovirus (CMV) infeksiyonu AIDS'lu hastalarda
çok sıktır. Retinada infeksiyon yapip körlüğe
ve değişik nörolojik hastaliklara neden olabilmektedir.
B) Firsatçı kanserler
Beyinde Lenfoma: AIDS hastalarinin % 5'inde görülür.
Hastanin giderek nörolojik fonksiyonlarini kaybetmesine
neden olur.
C) AIDS-Demans Kompleksi (AIDS-Bunama Tablosu)
Düşünme, motor ve davraniş bozukluklari
ile giden bir tablodur. Genellikle HIV infeksiyonun geç evre komplikasyonlarindandir.
8) Kanserler
A) Kaposi Sarkomu (KS)
HIV ile infekte hastalardaki en sık kanserdir. Patogenezinde "Human
Herpes Virus 8" (HHV8) olarak tanımlanan bir virusun rolü vardır.
Mor, kirmizi renkli kanser dokusu yüzde, kol ve bacaklarda
görülebilir (şekil 4). Tedavisinde kemoterapi ve radyoterapiden
faydalanılır.
B) Lenfoma
HIV ile ilişkili en sık ikinci kanser lenf hücrelerinden kaynaklanan
bir tür kanser olan lenfomadır. Hastalar ateş, kilo kaybı
ve büyümüş lenf bezlerinden yakınılır.
C ) Anal (makat) kanser
HIV ile infekte hastalarda sıktır.
III. HIV İNFEKSİYONUNDA TEDAVİ
HIV infeksiyonunda virüsü ortadan kaldıran bir tedavi henüz
yoktur, ancak virüsün çoğalmasını kontrol
eden ilaçlar vardır. Bu ilaçların genel adı
"Antiretroviral ilaçlar", bu ilaçlarla yapılan
tedavi de antiretroviral tedavidir.
Tedavi ile HIV ile ilgili şikayetler başlayana kadar geçen
sürenin uzadığı, CD4 + hücre sayısının
yükseldiği, ve özellikle yoğun tedavi ile yaşam süresinin
uzadığı tespit edildi.Tedaviye başlamada yol gösterecek
laboratuvar testleri ise CD4 + T hücre sayisi ve kanda ne
kadar virüs olduğunu gösteren viral yük testidir.
.Antiretroviral tedavide gündeme gelen ilk ilaçlar, "Reverse
Transcriptaz"(RT) inhibitörleridir. RT enzimi, virus RNA'sindan
DNA sentezlenmesinde rol oynayan enzimdir. Bu enzimin inhibitörleri iki
grupta toplanmaktadir: Nükleosid RT inhibitörleri (NRTI) ve
nükleosid olmayan RT inhibitörleri (NNRTI). Antiretroviral tedavide
kullanilabilecek, FDA (Food and Drug Administration) tarafindan
onaylanmiş NRTI ilaçlar kullanim dozlari,ticari
isimleri, farmakokinetik özellikleri ve yan etkileri ile tablo 1'de,
NNRTI ilaçlar tablo 2'de verildi (Tablo 1 ve Tablo 2). integrasyondan
sonra HIV DNA, transkripsiyon ve translasyona uğrar. Virüsün kor
proteini olan bazi proteinler, öncelikle bir poliprotein olarak
sentezlenir, daha sonra da viral proteaz enzimi yardimiyla matür
protein parçalarina ayrilir. Tedavi hedeflerinden
ikincisi de bu enzim olmuştur. Proteaz inhibitörü ilaçlar
poliprotein yapinin parçalanmasina engel olarak,
virüs partiküllerinin immatur kalmasini sağlamaktadir.
FDA tarafinda onaylanan proteaz inhibitörü ilaçlar,
ticari isimleri, dozlari, farmakokinetik özellikleri ve yan etkileri
tablo 3'dedir (Tablo 3).
HIV infeksiyonunda tedavi, artan bilgi birikimi ve ilaç sayisi
nedeniyle gittikçe daha karmaşik bir hale gelmektedir. Tedavide
kullanilan ilaçlarin ciddi yan etkileri vardir,
uygulanan şemalar komplekstir ve en önemlisi tedavinin uygunsuz yapilmasi
direnç gelişimine neden olmaktadir. Bütün bu nedenlerden
ötürü hem tedavi öncesinde hem de tedavi sirasinda
hasta eğitimine önem verilmeli, hastalar tedavileri konusunda bilgilendirilmelidir.
Antiretroviral tedaviye başlanacak hastalarda tedavi öncesi viral
yük ve CD4 + hücre sayisi çalişilmalidir.
Hastalikla ilgili yakinmalari olan hastalar tedavi edilmelidir.
Hiçbir şikayeti olmayan hastalar, CD4 + hücre sayilari
yüksek ise, tedavi başlanmadan, belli araliklarla bu testi
tekrarlayarak takip edilir.
HIV ile istenmeyen temasa maruz kalan sağlik personeli ve HIV ile
infekte gebe kadinlar tedavi edilmelidir.
Tablo 1. Nükleosid Revers Transkriptaz inhibitörleri
İlaç İsmi | Zidovudin (AZT, ZDV) |
Didanosin (ddI) |
Zalcitabin (ddC) |
Stavudin (d4T) |
Lamivudin (3TC) |
Abacavir (ABC) |
Ticari İsmi | Retrovir | Videx | HIVID | Zerit | Epivir | Ziagen |
Form | 100mg kapsül 300mg tablet 10mg/ml IV sol 10mg/ml oral sol |
25, 50, 100, 150mg
tablet 167, 250mg |
0.375, 0.75 mg tablet | 15, 20, 30, 40 mg kapsül 1mg/ml oral solüsyon |
150mg tablet 10mg/ml oral sol |
300 mg tablet 20mg/ml oral sol |
Doz önerileri | 200mg tid 300mg bid *3TC ile birlikte Combivir olarak1 bid |
Tablet: > 60 kg: 200mg bid veya 400 mg/gün < 60 kg:125mg bid |
0.75mg tid | > 60 kg: 40mg bid < 60 kg:30mg bid |
150 mg bid <50 kg:2mg/kg bid veya Combivir olarak 1 bid |
300mg bid |
Gıda ilişkisi | Yemeklerden bağımsız olarak alınır |
Yemeklerden 0.5 sa önce veya 1 sa sonra | Yemeklerden bağımsız olarak alınır | Yemeklerden bağımsız olarak alınır | Yemeklerden bağımsız olarak alınır | Yemeklerden bağımsız olarak alınır |
Oral biyoyararlanım | %60 | %30-40 | %85 | %86 | %86 | %83 |
Serum yarılanma ömrü |
1.1 saat |
1.6 sa | 1.0 sa | 1.0sa | 3-6 sa | 1.5 sa |
Atılımı | AZT-glukorinide metabolize
edilir Böbreklerden atilir |
Böbreklerden atılır %50 | Böbreklerden atılır %70 | Böbreklerden atılır %50 | Böbreklerden atılır | Alkol-dehidrogenaz ve glukornyl transferaz tarafindan metabolize edilir |
Yan etkileri | Kemik iliği supresyonu: Anemi ve/veya nötropeni GI intolerans Başağrisi Uykusuzluk |
Pankreatit Periferal nöropati Bulanti Diare |
Periferal nöropati Stomatit |
Periferal nöropati | Minimal toksisite | Hipersensitivite reaksiyoni |
Hepatik
steatoz ve laktik asidoz, NRTI'lerinin nadir ama hayatı tehdit
eden yan etksidir |
Tablo 2. Nükleosid Olmayan Revers Transkriptaz inhibitörleri
ilaç ismi | Nevirapin | Delavirdin | Efavirenz |
Ticari ismi | Viramune | Rescriptor | Sustiva |
Form | 200 mg tablet 50 mg/5ml oral süspansiyon |
100 mg tablet | 50,100,200 mg kapsül |
Doz | 200 mg po qd 14gün sonra 200 mg po bid |
400 mg po tid 4 tane 100mg tableti 3 veya daha fazla su ile ddI ve antiasitler 1 sa arayla alinmalidir |
600mg po qHS |
Gıda ilişkisi | Yemeklerden bağımsız olarak alınır | Yemeklerden bağımsız olarak alınır | Fazla yağlı gıdalardan sonra alınmalıdır |
Oral biyoyararlnım | > %90 | %85 | yeterli veri yok |
Serum yarılanma ömrü | 25-30 sa | 5.8 sa | 40-55 sa |
Atilimi | Sitokrom P450 tarafından
metabolize edilir, %80 idrarla, %10 fecesle atilir |
Sitokrom P450 tarafından
metabolize edilir, %51 idrarla, %44 fecesle atilir |
Sitokrom P450 tarafından
metabolize edilir, %14-34 idrarla, %16-61 fecesle atılır |
Yan etkileri |
Döküntü Transaminazlarda yükselme Hepatit |
Döküntü Transaminazlarda yükselme Başağrisi |
Döküntü Transaminazlarda yükselme SSS semptomlari** Maymunlarda teratojenik |
*: çalişma sonuçlarina göre, dökünrü yüzünden ilacin birakilma yüzdesi nevirapin
için % 7, delavirdin için % 4.3, efavirenz için %1.7'dir.
** : Uykusuzluk, garip rüyalar, konfüzyon, konsantrasyon bozukluğu ve halüsinasyonlar
gibi santral sinir sistemine ait yan etkiler hastalarin % 52'sinde görülmektedir.
Tablo 3. Proteaz inhibitörleri
İlaç İsmi | Hard-Gel Soft-Gel | indinavir | Ritonavir | Nelfinavir | Amprenavir | Lopinavir+Ritonavir | ||
Ticari ismi | Invirase | Fortovase | Crixivan | Norvir | Viracept | Agenerase | Kaletra | |
Doz önerileri | 400mg bid ritonavirle beraber | 1200mg tid | 800mg tid | 600mg bid | 750mg tid | 1200mg bid | 400mg lopinavir+100 mg ritonavir bid | |
Oral biyoyararlanım | % 4 | % 14-70 | % 70-90 | % 80 | %89 | %48-80 | ||
Gida ilişkisi | BY | BY | BY | BY | BY | fazla yağli gidalarla alinmamali | BY |
|
Proteinlere bağlanma | %98 | % 60 | % 99 | % 98 | ||||
Atilimi | Hepatobilier | Hepatobilier | Hepatobilier | Hepatobilier | Hepatobilier | Hepatobilier | Hepatobilier | |
Yari ömür | 1.5-2 saat | 1-2 saat | 1.5-2 saat | 3-4 saat | 3.5-5 saat | 9 saat | 5-6 saat | |
Yan etkileri | Diare Başağrisi AST, ALT |
Diare Başağrisi AST, ALT |
Böbrek taşi Bilirubin AST, ALT |
ilaç
etkileşimi Bulanti TG |
Diare AST, ALT |
Bulantı Diare Döküntü Baş ağrisi |
Bulantı Diare AST, ALT |
|
Hiperglisemi* Yağ redistribüsyonu** Lipid anormallikleri Hemofili hastalarinda artmiş kanama epizodlari |
BY: BioyararlanimTG: Trigliserid
*: Proteaz inhibitörlerinin daha önceden diyabeti olan hastalarda kan şekeri
regülasyonunun bozulmasina yol açtiklari ve diyabetin ilk defai ortaya çikmasina
neden olduklari bildirilmiştir.
**: Vücut yağ dağiliminin değişmesi (karin çevresinde ve boyunda yağ birikimi,
yüzde ve alt ekstremitelerde zayiflama) gittikçe artan oranlarda bildirilmektedir.
Hipertrigliseridemi veya hiperkolesterolemi tespit edilen hastalar kardiyovasküler
hastaliklar açisindan değerlendirilmelidir. Dietin düzenlenmesi, lipid düşürücü
ilaçlarin kullanilmasi veya ilaçlarin değiştirilmesi gibi yaklaşimlarda bulunabilinir.
REFERANSLAR
1. Centers for Disease Control and prevention. Kaposi's sarcoma
and Pneumocystis pneumonia among homosexual men- New York City and California.
MMWR, 1981;30:250-252
2. Coldiron BM, Bergstresser PR: Prevalance and clinical spectrum
of skin disease in patients infected with HIV. Arch Dermatol 1989, 125:357-361.
3. Dalgleish AG, Beverly PCL, et al. The CD4 antigen is an
essential component of the receptor for HIV. Nature 1984, 312: 763-6.
4. Del Rio C, Curran JW. Epidemiology and Prevention of Acquired
Immunodeficiency Syndrome and Human Immunodeficiency Virus Infection.
In Mandel GL, Douglas RG, Bennet JI, ed. Principles and Practice of Infectious
Diseases. New York John Wiley 2000; 13401369.
5. Falloon J. Pulmonary Manifestations of human immunodeficiency
virus infection. In Mandel GL, Douglas RG, Bennet JI, ed. Principles and Practice
of Infectious Diseases. New York John Wiley 2000; 1415-1426.
6. Hopewell PC. Tuberculosis in persons with human immunodeficiency
virus infection. The Medical Management of AIDS 5th ed. (Sande MA & Volberding
PA ed) Chap 22, 311-325.
7. Kotler DP, Gaetz HP, Lange M, et al. Enteropaty associated
with the AIDS. Ann Intern Med. 1984, 101:421.
8. Moore PS, Gao SJ, Dominquez G, et al. Primary characterization
of a herpesvirus agent associated with Kaposi's sarcoma. J Virol 1996, 70:549-558.
9. O'Brien T, Shaffer N, Jaffe H. Acquisition and transmission
of HIV-1. The Medical Management of AIDS. (Sande MA & Volberding PA ed)1992,
pp 3-17.
10. Piot P, Merson MH. Global perspectives on HIV infection
and AIDS: In Mandel GL, Douglas RG, Bennet JI, ed. Principles and Practice of
Infectious Diseases. New York John Wiley 2000; 1332-1340.
11. Trubowitz PR, Volberding PA . Malignancies in Human immunodeficiency
virus infection. Mandell, Douglas and Bennett's Principles and Practice of Infectious
Diseases 5th edition(Mandell GL, Bennett JE, Dolin R ed) 2000, chapter112. pp:1439-1452.
12. Volberding PA.. Antiretroviral Therapy. The Medical Management
of AIDS 5th ed. (Sande MA & Volberding PA ed) Chap 8. 113-123.
Referanslar II
1. Güncel Bilgiler Işiğinda HIV/AIDS
( ed: Prof.Dr. Serhat ünal.).
2. Modern Tip Seminerleri:10 AIDS, (ed. Prof.Dr. Serhat
ünal).27-35, 2000.
3. HIV/AIDS. infeksiyon Hastaliklari Serisi,
Bilimsel Tip Yayinevi Cilt:2, Sayİ :4 1999
4. www.hopkins-aids.edu.tr
5. www.hivatis.org
6. www.hivpositive.com
Şekil 1. İlaç Döküntüsü |
Şekil 2.Ağızda pamukçuk |
Şekil 3.Damakta pamukçuk |
Şekil 4.Kaposi’s sarkomu |